Bursa Ulu Cami

Yıl 1389

I.Bayezid veya daha çok bilinen adıyla Yıldırım Bayezid tahta oturdu. Osmanlı Devleti'nin dördüncü sultanıydı.

Yıl 1396

Tuna Irmağı kıyısındaki Niğbolu Kalesi'nde Haçlı ordusunu bozguna uğrattı. Bursa'ya dönünce bir caminin yapılması emrini verdi.

Yıl 1399

Ulu Cami'nin yapımı tamamlandı.

Caminin çok geniş bir cemaat alanı (harim) var. Üzerinde 20 kubbesi var. Aydınlık olsun, içeriye gün ışığı girebilsin diye bu kubbelerden biri cam. Çatıdaki 20 kubbeyi ayakta tutan 12 adet ayak (kolon) var.

Cam kubbenin tam altında bir şadırvan yer alır. Ulu Cami'nin karakteristik ögelerinden biridir bu şadırvan.

Camideki en önemli eserlerden biri minber. 14 basamağı olan minber 600 yıl önce yapılmış ve 600 yıldır burada. Tutkal ve çivi kullanılmadan yapılmış. Geometrik parçalar birbirine geçirilerek oluşturulmuş.

Minberdeki ahşap oymacılığı önemli bir sanat eseri kabul edilir. Günümüzde bir camekanla koruma altında.

Mihrap 1904 yılında ciddi bir onarımdan geçmiş. Mehmet adında bir ustanın eseri. Mihrapta pek çok ayet ve dua yazılı.

Mihrabın tam karşısındaki bu vaaz kürsüsü 1815 yılında buraya konmuş. Yüksekliği 152 cm.

Mihrabın tam karşısında müezzin mahfiline yer verilmiş.

Ulu Cami'nin üç kapısı var. Bir dördüncüsü sonradan Hünkar için açılmış. Osmanlı sultanları hünkar kapısından girip hünkar mahfilinde namazlarını kılarmış. Hünkar mahfili harim zemininden üç metre yüksekte. Direkler üzerinde duran mahfilin alt bölümünü kütüphane yapmışlar, camekanla kapatmışlar. Bugünkü hali aşağıda fotoğrafta.

Hünkar Mahfili'nin yanındaki siyah örtü, Kabe'nin eski örtüsü.

Yenileme çalışmasından sonra boşa çıkan bu eski örtüyü Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferinden sonra Mekke'den kendi taşımış, getirip Ulu Cami'ye kendi elleriyle asmış.

Ulu Cami'nin duvarları adeta bir Hat Sanatları Müzesi gibidir. Bu yazıları 41 ayrı Hattat yazmış. 13 ayrı yazı karakteri var. Askıda olan veya sabitlenmiş toplam 192 levha Ulu Cami'yi süslüyor.

Şadırvanın sağındaki direkte "Ayetel Kürsi" başlar, soldaki direkte devam eder ve kadınların namaz kıldığı yerde biter. Benzer şekilde şadırvanın solundaki direkte küçük yeşil yazıyla "Fatiha" suresi başlar ve beş direk boyunca devam eder. Arapça okumayı bilenler takip edebilir.

Hemen her duvarda "vav" harfi yazılı. Biri çok güzel ve meşhur. Vav harfi, vahidiyeti-vahdaniyeti (Allah’ın Birliği) göstermesi bakımından anlamlı.

Bu "Vav" harfinin üzerinde bir Kabe resmi var. Osmanlı döneminde Kabe'nin hali resmedilmiş. Resmi kimin yaptığı ve tam tarihi bilinmiyor. Resmin özelliği, resme ne yönden bakarsanız bakın Kabe kapısının bakan kişiye dönük olmasıdır.

Kuzeyde 2 tane minare var, tuğladan yapılmış. Doğudaki Sultan Çelebi Mehmet zamanında eklenmiş.

Yapının kuzey cephesinde iki adet minare tuğla malzemeden inşa edilmiştir.

Caminin kuzey girişinin hemen önündeki şadırvan görülmeye değer.

Yıl 1402

Ankara Savaşı'nda Timur'a esir düşer Yıldırım Beyazid, 1403 yılında ölmüştür.

Yıl 1409

Süleyman Çelebi Ramazan ayında bir ikindi namazını Ulu Cami'de kıldıktan sonra, günümüzde "Mevlid" diye bildiğimiz mesnevisini yazmaya bu camide karar vermiş. Mevlid Türkçedir ve yaklaşık bin beyittir.

Bu muhteşem camiden ayrıldıktan sonra bir diğer muhteşem cami olan Yeşil Cami'yi çok özel bir rehber ile gezdik.