Yeşil Cami Bursa'da çinileriyle ünlü güzel bir cami.
Sultan Çelebi Mehmet'in yaptırdığı külliyenin bir parçası. Bu güzel camiyi gezmek için harika bir rehber bulduk. Onu fazla bekletmemek için sabah erkenden Yeşil Cami'nin yolunu tuttuk. Öğle namazına kadar cami sakin olur, rahat rahat her yerini inceleriz diye düşündük.
Caminin giriş kapısında değerli rehberimizi beklerken şadırvanda elimizi yıkayıp diğer ziyaretçilerle selamlaştık. Uzak doğulu bir grup camiden çıkarken Türklerden oluşan bir başka tur grubu içeri giriyordu. Onlar girerken caminin giriş kapısında rehberimizi gördük.
Rehberimiz Osman Hamdi Bey. Resim yaparken en çok sevdiği ve resimlerinde mekan olarak kullandığı bir yeri onunla gezmeyeceğiz de ne yapacaktık, öyle değil mi?
Osman Hamdi Bey
İlk Türk arkeolog olarak kabul edilir. Lübnan'da ünlü "İskender Lahdi"ni bulmuştur. Arkeolojik buluntuların yağmalandığı dönemde gerekli kanunların çıkmasına ön ayak olmuştur. Bu buluntuların sergileneceği müzeyi kurmuş ve yönetmiştir. Bu sayfada bir kaç resmini göreceğimiz önemli bir ressamdır.
Ressam Osman Hamdi Bey'in 1882 yılında tuval üzerine yağlı boya ile yaptığı "Yeşil Cami Önünde" adlı tablosu karşımızda duruyordu. Hemen fotoğrafladım.
Osman Hamdi Bey'in tablosu ile çektiğim fotoğraftaki fark dikkatinizi çekmiştir. Osman Hamdi Bey'in yaptığı tabloda merdivenler var. Ressam bu merdivenleri kendi eklemiş. Yani Yeşil Cami girişinde hiç bir zaman merdiven olmamış.
Girişin üzerinde mermer ustalığı dikkat çekici. Biraz daha yakında bakınca olağanüstü.
İçeri giriyoruz.
Cami zaten çini süslemeleriyle ünlü. İçeri girer girmez mihrap süslemelerine kilitlendik. Ortada bir havuz varmış, görmedik. Sonra fark ettik. Büyülenmiş gibi mihraba yöneldik. Dört basamaklı bir yükselti vardı önümüzde ama mihraba yaklaşamadık. "Namaz vakti haricinde girilmez" uyarısı vardı. Peki dedik.
Yeşil Cami'yi Sultan Çelebi Mehmet 1419 yılında yaptırmış. 1424 yılında Nakkaş Ali'nin süslemeleri tamamlamasıyla caminin yapımı bitmiş.
Fakat caminin daha önce görmediğimiz farklı bir yapısı var. Mihrabın sağında ve solunda odalar var. Girişin de sağında ve solunda bölmeler var. Buralarda namaza duranlar hocayı göremezler ki, neden böyle inşa edilmiş diye düşünmeden edemedik.
Cami aynı zamanda devlet meselelerinin tartışıldığı bir bina olarak tasarlanmış. Bu odalar Devletin farklı bölgelerinden gelenlerin görüşme ve tartışma odalarıymış. Caminin üst katında da Hünkar Mahfili olan bir oda var. Üst kata ziyaretçilerin çıkmasına izin verilmiyordu, çıkamadık.
Rehberimiz Osman Hamdi Bey bize müezzin mahfilini gösterdi. 1880 yılında yine tuval üzerine yağlı boya bir tablosu olan "İki Müzisyen Kız" tablosu karşımızda duruyordu. Hemen fotoğrafladım.
Diğer köşede de 1910 yılında yaptığı "Kur'an Tilaveti" adlı tablosu vardı. Onu da fotoğrafladım.
Peki "Kaplumbağa Terbiyecisi"?
Osman Hamdi Bey, 1906 yılında çizdiği "Kaplumbağa Terbiyesi"ni, 1907 yılında tekrar çizmiştir. Aralarında bazı farklar vardır. İki tabloyu yan yana inceleyince farkları daha kolay görebiliriz.
Yeşil Cami küçük bir cami ama her köşesi göz alıcı.
Caminin yanında bir de türbe var; Yeşil Türbe.
Cami gibi çinilerle süslenmiş. Çelebi Mehmet'in türbesi.
Osman Hamdi Bey burada da "Türbede Dua" tablosunu çizmiş. Hemen Fotoğrafladım.